
Peyami Safa'dan Bir Parça - Let's learn some words and expressions in Turkish!
TRANSCRIPTION OF THE EPISODE
Herkese merhaba. Bu bölümde Türkçe konuşacağım. Bu yüzden bu bölüm biraz daha ileri seviye, B1 veya B2 ve üzeri seviye öğrenciler için olacak. Bugün önemli bir Türk yazarı Peyami Safa’nın “Bir Tereddüdün Romanı” adlı kitabından bir parça okuyacağız ve oradaki kelimeler ve ifadeler hakkında konuşacağız.
Öncelikle Peyami Safa’nın kim olduğuna bakalım. Peyami Safa, 02 Nisan 1899’da İstanbul’da doğdu, 15 Haziran 1961’de İstanbul’da yaşamını yitirdi yani öldü. Peyami Safa genelde psikolojik romanlarıyla ünlü.
Babası bir şair. Bu yazarımız 9 yaşında kemik veremi hastalığına yakalanıyor, hem hastalıktan hem de fakirlikten dolayı iyi bir eğitim alamıyor. 13 yaşında çalışmaya başlıyor. Memur oluyor, öğretmen oluyor, gazetecilik yapıyor. Ve kendi kendini yetiştiriyor. Tüm zorluklara rağmen hikayeler ve romanlar yazıyor ve Türkiye’nin en ünlü yazarlarından biri oluyor.
Onun en bilinen eserlerinden biri de “Bir Tereddüdün Romanı” kitabı. Şimdi burada geçen şu parçaya bakalım:
“Bence kitap demek bir defa okumak için yazılan şey değildir. Bazı tanıdıklarım haftada üç dört tane okuyorlar. Onlara hayret ediyorum. Kitap. Nasıl diyeyim... İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı, vatan gibi olmalı, ona alışmalıyız, bağlanmalıyız, köşesini bucağını gayet iyi tanımalıyız, her noktasına hatıralarımız karışmalı. Değil mi? Bir musiki parçası gibi... Her vakit başka başka eserler okuyanlar, iki üç günde bir dostlarını, evlerini, vatanlarını değiştiren insanlara benzemezler mi? Belki bunun için her yerde pek çok kitap çıkıyor, fakat iyileri ne kadar az.”
Tanıdık: people I know
Recently so many people I know have been getting sick.: Son zamanlarda birçok tanıdığım hastalandı.
Hayret etmek: I’m surprised: I can’t believe
I'm surprised you don't get it.: Bunu anlamamana hayret ediyorum!
Nasıl diyeyim: Nasıl desem : how can I say… :
Mesela; It was a little, how can I say, weird? : Biraz.. Nasıl diyeyim.. Garip.
Vatan: Homeland
His sacrifice for his homeland is not forgotten: Onun bu vatan için yaptığı fedakarlık unutulmadı.
Köşe bucak: nook and corner
Search every nook and corner of the jail!: Hapishaneyi köşe bucak arayın.
Gayet: oldukça: pretty
It was pretty easy to figure out how he did it. : Bunu nasıl başardığını anlamak gayet kolaydı.
Her vakit: her zaman : every time
Mesela her vakit seni düşünüyorum, her zaman seni düşünüyorum gibi. Ama bu kelimenin de biraz eski bir kullanım olduğunu söyleyebiliriz. Bazı ifadelerde hala vakit kullanılıyor tabi.
Ne kadar az: how little
How little you know me: Beni ne kadar az tanıyorsun.
I know how little time we spent together.: Beraber ne kadar az zaman geçirdiğimizi biliyorum.
Bunlar Türkçe’de sık sık duyacağınız ifadeler ve kelimeler, bu yüzden siz de öğrendiğimiz kelimeler ve ifadelerle cümleler yazabilir ve benimle paylaşabilirsiniz. Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle! Hoşça kalın.
English Transcription
Hello everyone. In this episode, I will be speaking Turkish. Therefore, this section will be a bit more advanced, suitable for students at the B1 or B2 level and above. Today, we will read a passage from the book "Bir Tereddüdün Romanı" by the prominent Turkish author Peyami Safa and discuss the words and expressions used in it.
First, let's take a look at who Peyami Safa was. Peyami Safa was born on April 2, 1899, in Istanbul, and he passed away on June 15, 1961, in Istanbul. Peyami Safa is generally known for his psychological novels.
His father was a poet. This author contracted osteomyelitis at the age of 9, couldn't receive a good education due to both the illness and poverty, and started working at the age of 13. He became a civil servant, a teacher, and a journalist. Despite all the challenges, he wrote stories and novels, becoming one of Turkey's most famous authors.
One of his most well-known works is the book "Bir Tereddüdün Romanı." Now let's look at the following passage:
"In my opinion, a book is not something written just to be read once. Some acquaintances of mine read three or four books a week. I marvel at them. A book. How should I say... It should be like the house we live in, like our homeland. We should get used to it, attach ourselves to it, know every nook and corner very well, mix our memories with every point. Right? Like a piece of music... Those who read different books all the time, don't they resemble those people who are changing their friends, homes, and homelands every two or three days? Perhaps that's why so many books are published everywhere, but how few of them are good."
Here are some expressions and words you may frequently encounter in Turkish:
Tanıdık: people I know
Recently so many people I know have been getting sick.: Son zamanlarda birçok tanıdığım hastalandı.
Hayret etmek: I’m surprised: I can’t believe
I'm surprised you don't get it.: Bunu anlamamana hayret ediyorum!
Nasıl diyeyim: Nasıl desem : how can I say… :
Mesela; It was a little, how can I say, weird? : Biraz.. Nasıl diyeyim.. Garip.
Vatan: Homeland
His sacrifice for his homeland is not forgotten: Onun bu vatan için yaptığı fedakarlık unutulmadı.
Köşe bucak: nook and corner
Search every nook and corner of the jail!: Hapishaneyi köşe bucak arayın.
Gayet: oldukça: pretty
It was pretty easy to figure out how he did it. : Bunu nasıl başardığını anlamak gayet kolaydı.
Her vakit: her zaman : every time
Mesela her vakit seni düşünüyorum, her zaman seni düşünüyorum gibi. Ama bu kelimenin de biraz eski bir kullanım olduğunu söyleyebiliriz. Bazı ifadelerde hala vakit kullanılıyor tabi.
Ne kadar az: how little
How little you know me: Beni ne kadar az tanıyorsun.
I know how little time we spent together.: Beraber ne kadar az zaman geçirdiğimizi biliyorum.
These are expressions and words commonly used in Turkish, so feel free to write sentences using the learned words and expressions and share them with me. Looking forward to meeting you in the next episode! Goodbye.



